İşten Ayrılacak Olan Personelden İcra Kesintisi Yapılacak Olması Durumunda
4857 sayılı İş Kanunun 35’inci maddesinde “İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak, işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dahil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır.” hükmü mevcuttur.
Yargıtay 12. H.D.’nin 27.12.2004 tarih ve 2004/22540 E. 2004/26972 sayılı kararında ise “…1475 Sayılı Kanunun 28. maddesine göre, (4857 Sayılı Kanunun 35. maddesi) işçinin almakla olduğu ücretlerin dörtte birinden fazlası haczedilemez. İkramiye, toplu sözleşme farkı ve nema da ücretten sayılacağından onların da aynı koşullarda haczini engelleyen bir yasa hükmü yoktur. 6772 Sayılı Kanunun 4. maddesinde ise (fazla mesai, evlilik, çocuk zamları veya primleri, ayni yardımlar, hafta ve genel tatil ücretleri gibi esas ücrete munzam tediyelerin) haczedilemeyeceği belirlenmiştir. Bu durumda, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi ödentilerin ücretten sayılacağına dair bir hüküm bulunmadığından tamamı, nemanın ve toplu iş sözleşmesi farkı ile ikramiyenin ise en fazla haczi mümkündür. Bu durumda mercice yukarıdaki ilkelere göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir” hükmü ile kıdem ve ihbar tazminatı gibi tazminat alacaklarının niteliği itibariyle ücret olmadığını ve tamamının haczedilebileceğine” hükmetmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu ve Yargıtay kararı birlikte değerlendirildiğinde, işten ayrılacak olan personelden icra kesintisi yapılacak olması durumunda işçinin ücretinin yanında, ücret niteliğindeki fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, boşta geçen süre ücreti, ikramiye, prim, yıllık izin ücretlerinin ¼’ü üzerinden, aynı zamanda kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve tazminat niteliğinde ayrıca bir ödeme yapılacak olması durumunda tazminat alacaklarının tamamı üzerinden kesintisi yapılarak kalan bakiyenin işçiye ödenmesi gerekmektedir.