İşyerinde Kalp Krizi Geçiren Bir Sigortalının Durumu İş Kazası Olarak Değerlendirilir mi?
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 3 üncü maddesinin g bendinde iş kazasının tanımı “İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olay” olarak tanımlanmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise;
“a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olay” olarak tanımlanmıştır.
Yine konu ile ilgili SGK’nın 2016/21 sayılı Genelgesi’nde; “Sigortalının iş yerinde kalp krizi geçirmesi veya başka bir hastalık nedeniyle ölmesi ya da ruhen veya bedenen hemen veya sonradan engelli hale gelmesi iş kazası olarak kabul edilecektir.” düzenlemesi gereği işyerinde kalp krizi geçirilmesi iş kazası olarak saymıştır.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 2015/10611 Esas ve 2017/2289 Karar sayılı kararında; “…Somut olay incelendiğinde, davacılar murisinin, olay tarihinde, işyerinde bulunduğu sırada, fenalaştığı ve işyeri hekimi tarafından yapılan muayenede, murisin, kalp krizi geçirdiğinin anlaşılması üzerine ilk müdahalenin yapılarak hastaneye ambulansla gönderildiği ve hastanede, yapılan müdahaleye rağmen hayatını kaybettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, murisin işe başlamadan önce gerekli raporları almış ve davalı şirketin, işveren olarak tüm sorumluluğu yerine getirmiş olmasına göre, işverene, bir kusur atfedilemeyeceği gözetilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de, işverenin kusursuz olup olmayacağı hususunun iş kazasının tespitinde bir öneminin bulunmadığı ayrıca kalp krizinin iş yerinde iken çalışma esnasında meydana geldiği dikkate alındığında meydana gelen olayın bir iş kazası olduğunun kabulü gerekir” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Öncelikle bir olayın iş kazası sayılabilmesi için;
- Olayı geçiren kişinin sigortalı olması,
- Olay sonucu bedence veya ruhça engelli hale gelmesi,
- Olay ile sonuç arasında uygun bir illiyet bağının bulunması,
- 5510 sayılı kanunun 13 üncü maddesinde sayılan hallerden birinde meydana gelmiş olması gerekir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında ve Yargıtay kararı uyarınca iş yerinde kalp krizinin geçirilmiş olması iş kazası olarak kabul edildiğinden; işyerinde meydana gelen kalp krizi vakalarında 3 iş günlük sürede SGK’ya bildirim yapılması işletmenin idari para cezası yaptırımı ile karşı karşıya kalmasının önüne geçecektir.